O,BİR İNSAN...SONRA BAŞBAKAN...
Beş bin kişinin söylediği; “Beraber yürüdük biz bu yollarda. Beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda. Bana her şey seni hatırlatıyor.” Şarkısı ile salona girdi. Kürsüye geldi…
O, bir insan…
Sonra Başbakan…
Beş bin kişinin söylediği;
“Beraber yürüdük biz bu yollarda.
Beraber ıslandık yağan yağmurda.
Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda.
Bana her şey seni hatırlatıyor.”
Şarkısı ile salona girdi. Kürsüye geldi…
Tebessüm ediyordu…
Buğulu gözlerle salonu baştan aşağı şöyle bir taradı.
Yutkundu…
Yutkundu…
* * *
İşte o an kendimi onun yerine koydum. Haddim değildi. Ama ne yapayım. Elimde de değildi.
Daldım gittim Kulaksızın taş gibi zeminli, boru direkli sahasına…
Kale direkleri hep yamuk olan, Okmeydanı Fetih sahasına…
Baruthaneye…
Arnavut Cafer’in kuş tuttuğumuz arazisine…
Hasköy’e, Halıcıoğluna, Sütlüceye, Bademliğe…
* * *
Nasılda anlatırdı Pınarhisar’a gelen dostları, yedikleri oğlak çevirmesini ballandıra, ballandıra.
* * *
Ben o güzel insanı seyrederken bunları düşündüm.
Göz pınarlarımdan gelen yaşa engel olabilmek için dudaklarımı ısırmışım. Ama ne gözlerimdeki yaşa, nede dudaklarımdan gelen kana engel olamadım.
Kendimi toplamaya çalıştım. O güzel insana baktım. Konuşmasına başlamıştı.
Salonda kaç kişinin fark ettiğini bilmiyorum ama benim gördüğüm.
“Sesi titriyordu…
Gözleri buğulanmıştı…”
Nede olsa;
O bir insandı…
Hem de ne insan…
Duygu dolu…
Merhamet dolu…
Sevgi dolu…
Karmakarışık duygularla konuşmasına başladı.
“3 maddelik bir başörtüsü meselesi var. Meydanda da söz verdiniz. 'Biz bunu çözeriz' dediniz. Üzerinde çalışıyoruz dediniz. Meselenin üzerinde çalışan arkadaşların nasıl bir sonuca ulaştıklarını gördük ve büyük bir hayal kırıklığı yaşadık. Ortaya çıka, çıka Pakistan İslam Cumhuriyeti modeli, İran İslam Cumhuriyeti modeli çıktı. Yıllarca, toplumu kışkırtmak için, ayrıştırmak için, sanal korkularla toplumu tehdit etmek için Türkiye İran oluyor korkusunu pompalayan CHP bugün döndü dolaştı Türkiye'nin başörtülü kızlarına İran modeli örtünmeyi tavsiye eder hale geldi.
Hemen gelin bunu çözelim. Fazla vaktimizi de almaz. Hemen bir kaç günlük olay. Gelin bunu yapalım. Biz de bunu çözmek istiyoruz. Gelin başlayalım. Siz talimatınızı verin, ben de talimatımı hemen vereyim. Diyanet İşleri Başkanlığımız zaten hazır. Ama siz Diyanet İşleri Başkanlığına da inanmıyorsanız, kimlerden istifade etmek istiyorsanız onları da davet edin. Biz de yardımlarını talep edeceğimiz bilim adamlarını davet edelim. Birlikte bu çalışmayı yapsınlar. Ondan sonra adımı atalım. Kararı verelim işi bitirelim.”Diyordu
Devam ediyordu ''Bu ülkenin birliği, bütünlüğü, bu ülkenin bayrağı ve İstiklal Marşı, bu ülkenin dili resmi dil olarak söylüyorum, bunun altını tekrar çiziyorum, resmi dil olarak söylüyorum, bu ülkenin dili, bu ülkenin kutsal değerleri her türlü tartışmanın ve siyasi polemiğin üzerindedir''diyerek Ülke bütünlüğünün altını çiziyordu.
12 Eylül referandumu sonuçları hakkında “biz birilerinin yaptığı gibi zafer sarhoşu olmadık. Biz bu neticeyi de olgunlukla karşıladık. Bununla da biz bir ders verdik'' dedi ve 2011 genel seçimlerinin start’ını verdi.
Not: Bir daha böyle yazı yazmayacağım. Aynı duyguları tekrar, tekrar yaşıyorum. Yaşlanıyoruz galiba fazla duygusal olduk.
E.G