İstanbul’a modern mimarisiyle göz kamaştıran bir cami
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tahsis ettiği arazi üzerine Şakir ailesi tarafından yaptırılan Şakirin Cami, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Eşi Emine Erdoğan ile Başkan Kadir Topbaş ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun katıldığı törenle hizme
Karacaahmet Mezarlığı’nın girişinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tahsis ettiği arazi üzerine Gazi, Gassan, Ghada Şakir kardeşlerin baba ve anneleri İbrahim ve Semiha Şakir anısına yaptırdıkları Şakirin Cami, düzenlenen törenle hizmete açıldı. Törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ile Şakir Ailesi ve vatandaşlar katıldı. Üsküdar Karacaahmet mezarlığının girişinde 10 bin metrekarelik bir alana inşa edilen ve 500 kişi kapasiteli Şakirin Camii’nin projesi, Mimar Hüsrev Tayla tarafından hazırlandı. Camiinin iç dekorasyon ve tasarımı Zeynep Fadıllıoğlu tarafından gerçekleştirildi. Yazıları ise Hattat İmam Hüseyin Kutlu tarafından tasarlandı ve yazıldı, kalemkar Semih İrteş tarafından uygulaması yapıldı. Arapça “müteşekkir” anlamına gelen Şakirin Camii, yaklaşık 4 senede inşa edildi. Dekorasyonunda Kayseri taşı, bronz-ahşap gibi malzemeler kullanılan Şakirin Camii, İslam dinine yaraşır, sade, modern ve estetik bir ibadethane olarak tasarlandı. Dünya basınının da büyük ilgi gösterdiği ve Türk- İslam sanatının en güzel motiflerini, günümüzün modern çizgileri ile birleştiren Şakirin Cami’nde kapalı ve açık otopark da yer alıyor. Emine Erdoğan; “Hayran bırakan huzur veren bir cami…” Törende konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Eşi Emine Erdoğan, tarihin bilinen ilk kadın cami tasarımcısı Zeynep Fadıllıoğlu’na teşekkür etti ve caminin her köşesinin muhteşem bir şekilde işlendiğini, her bir noktasına, her bir zerresine, el emeği göz nuru döküldüğünü söyledi. Erdoğan, “Şatafata kaçılmamış, abartılmamış. İslam estetiğinden Selçuklu sanatına, Osmanlı kültüründen Cumhuriyet ve çağdaş sanatlara kadar her motif, her dekor ince bir zeka ile nakşedilmiş. Görenleri hayran bırakan, iç huzuru veren manevi dünyamızı dış dünya ile bütünleştiren bu muazzam esere emeği geçen herkesi gerçekten kutluyorum” diye konuştu. İslam dininde, İslam medeniyetinde kadın ile cami arasına asla mesafe konulmadığını, Selçuklu ve Osmanlı mimari eserlerinin bir kısmının özellikle de camilerin kadınlar tarafından yaptırıldığını kaydeden Emine Erdoğan, “Yozgat’ta Hoşyar Cami, Edirne'de Ayşe Kadın Cami, İstanbul’da Mihrimah Sultan Cami ve Külliyesi, Valide Sultan ve Yeni Valide Cami onlarca örnekten sadece birkaçıdır. İnanıyorum ki, Şakirin Camisi de başta merhume Semiha Şakir hanımefendi olmak üzere katkı sağlayan tüm hanımefendilerin isminin zaman tükeninceye dek dünya üzerinde kaim kılacaktır. Bizim İstanbul’daki Anadolu ve Trakya'daki hatta çok daha geniş bir coğrafyadaki camilerimiz, birer ibadethane olmanın ötesinde her biri medeniyetimizin bir özelliğini yansıtan mimari eserlerdir. Her caminin bir ölçüsü vardır. Her cami mimarisiyle, süslemeleriyle, bulunduğu mekanla, bulunduğu semtle, ismiyle farklı bir hikaye anlatır. Camiler, sadece taştan, tuğladan ibaret mekan değildir. Camiler sadece ibadet mekanları da değildir. Her cami bizim kardeşliğimizin, dayanışmamızın, birlik ve beraberliğimizin, insan sevgimizin hoşgörümüzün yuvasıdır, ocağıdır. Yurdumuzun her köşesine, sağlık, eğitim ve sosyal alanında önemli eserler kazandıran Semiha Şakir Vakfı’na ve Şakir ailesine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Bu kıymetli eserin ülkemize, İstanbul’a ve tüm insanlığa hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. Başkan Topbaş; “Geleceğe aktarılacak modern bir mimari…” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da konuşmasında, son dönemlerde yapı adına dönemsel izler bırakmayacak bir takım yapılar ortaya çıktığını belirterek, bu dönemi anımsatacak, bu dönemi gelecek kuşaklara yansıtacak izler bırakmak zorunda olduklarını söyledi. Dünyanın her yerinde, modern dünyada çağdaş yapıların yapılmakta olduğunu, o eserlerle kentlerin vizyon kazandığını vurgulayan Başkan Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bugün açılışı yapılan bu güzel eser bugünü geleceğe yansıtacak. Bir kentin kimliği o kentteki yaşayan insanların verdikleri eserlerle hissedilir. Yani, mescitleri, çeşmeleri, mezar taşları geçmişi geleceğe taşıyan önemli tapu kayıtlarıdır. Bunlar yok edilmemeli, bunlar geleceğe mutlaka taşınmalı. Günümüzde de geleceğe güzel eserler bırakmak zorundayız. Semiha Şakir Vakfı'na özellikle teşekkür ediyorum. Bunun diğer vakıflara, sivil toplum kuruluşlarına hayırseverlere bir örnek olduğunu ifade etmek istiyorum.” Bardakoğlu; “İmar ihlal edildiğinde acılar oluşuyor…” Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ise, Kuran-ı Kerim’de “Allah'ın mescitlerini ancak ve ancak Allah’a ve ahret gününe inanan, ibadetlerini yerini getiren ve Allah’tan başkasından korkmayan güzel insanların imar edeceği”nin belirtildiğine dikkat çekerek, Şakir ailesinin yaptığı gibi kimliği, kişiliği olan mescitlerin buna güzel bir örnek olduğunu söyledi. Kuran-ı Kerim’in seçtiği kelime inşa olmadığını ‘imar’ olduğunu ifade eden Bardakoğlu, camileri, mescitleri imar etmede Şakir ailesi gibi hayırsever insanların katkılarına ihtiyaç olduğunu söyledi. Din görevlilerinin de yapmaya çalıştığı gibi, bu camilerin içinin aydınlık, doğru, yerinde din hizmetiyle doldurmaya ihtiyaç olduğunu vurgulayan Bardakoğlu, şunları kaydetti; “Tabi, camilerimizin imarının amacı da insanın imarıdır. İnsanın imarını ihlal ettiğimiz vakit türlü acılarla karşı karşıya geliyoruz. 2 gün önce 26 yaşında bir gencimizin cenaze namazını kıldırdım. Mardin'e din hizmeti vermek için gitmişti. O gencimiz orada 2 yıl zarfında o bölgenin dilini öğrenmişti. Maaşından çocuklara hediyeler alarak o çocuklara kuran öğretiyordu. Şimdi o çocukların her biri, katliamda kısmen şehit olan şahısların mezarı başında kuran okuyorlar. Demek ki, biz zamanında insanımızı imar edebilseydik, insanımızı yetiştirebilseydik, onun kalbine Allah korkusunu, ana baba korkusunu, ahiret duygusunu, vatan millet sevgisini, insan sevgisi yerleştirebilseydik bu acıları yaşamazdık. Din sadece şehit olduktan sonra insanlara baş sağlığı dilemek, sabır ve metanet telkin için değil. Din, o acıların yaşanmaması için vardır. Onun için ben her bir camimizi, insanı imar eden bir merkez olarak görüyorum. Burada eminim ki insanların gönülleri buluşacaktır. İnsan kendini tanıyacaktır. Bütün insanlığa, bütün evlatlarımıza merhamet eğitimi vermek zorundayız. Olanlarca farklılığımızla insanları bağrımıza basmayı öğretmeliyiz. Dinin amacı budur.” Törende konuşan Semiha Şakir Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Dina Şakir de vakfın sadece İstanbul’da değil, 50 yıldır Türkiye'nin birçok yerinde eğitim, sağlık ve sosyal hizmet alanında elinden gelen gayretleri gösterdiğini belirterek, “Semiha Şakir Vakfı’nın emel ve hayalleri, bu eserde yer almıştır” dedi. Konuşmaların ardından Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ile Semiha Şakir Vakfı Onursal Başkanı Gazi Şakir arasında imzalanan bir protokol ile cami Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredildi. Daha sonra Emine Erdoğan, Başkan Topbaş ve Prof. Bardakoğlu, Gazi Şakir, kardeşleri Ghada ve Gassan Şakir ile Semiha Şakir Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Dina Şakir’e birer şükran plaketi verdi. Fotoğraf çekiminin ardından Emine Erdoğan, Kadir Topbaş, Prof. Bardakoğlu ile diğer davetliler camiyi gezdi. Açılışın ardından da camide ilk cuma namazı kılındı.