İl Danışma Meclisine Katıldık
AK Parti Kadıköy ilçe başkanlığı olarak tüm kademelerimiz ile birlikte yoğun bir katılım sağladığımız İstanbul il Danışma Meclisimiz gerçekleşti.
AK Parti İstanbul İl Danışma Meclisi, Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.
İl Başkanımız Aziz Babuşcu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen İl Danışma Meclisimize, MYK ve Kurucular Kurulu Üyelerimiz, Genel Başkan Yardımcılarımız, Çevre ve Şehircilik Bakanımız İdris Güllüce, İstanbul Milletvekillerimiz, İl Yürütme ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz, İlçe Başkanlarımız, İlçe Belediye Başkanlarımız ile teşkilatımızın her kademesinden çok sayıda partilimiz katıldı.
Divan Başkanlığını İl Dış İlişkiler Başkanımız Şevki Şar’ın yaptığı toplantıda bir konuşma yapan İl Başkanımız Aziz Babuşcu, İstanbul teşkilatı olarak Haliç Kongre Merkezi’nde tarihi bir gün yaşadıklarını belirterek, “Genel Başkanımız ve Başbakanımızın bu toplantımızı onurlandırmasından dolayı çok ayrı bir heyecan, çok büyük bir sevinç ve mutluluk yaşıyoruz. Yine bugün bu salondan yansıyan inanç, coşku ve heyecan, her şeyin en güzeline layık aziz milletimiz ve güzel ülkemizin geleceği adına umut, azim ve kararlılığımızı bir kere daha pekiştiriyor. Bu vesile ile, bizleri onurlandıran Genel Başkanımıza İstanbul teşkilatımız adına saygı ve şükranlarımı sunuyorum.” dedi.
Bizim Çatımızı Millet Çatmıştır
İl Başkanımız konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz, bir siyasi partinin çok ötesinde, bir sevdanın adı olmuş AK Parti çatısı altında buluşmuşuz. Bu çatı, birilerinin çatı diye ortaya sürdüğü gibi, iç ve dış siyaset mühendislerinin değil, milletin çatısıdır. Bu çatı; suni, derme çatma, uyduruk ve nevzuhur değil, gücünü hakikatten alan ve kökü mazide olan bir atinin çatısıdır. Bu çatı, millete rağmen Türkiye’ye yol ve yön çizmeye uğraşan odakların ısmarlama çatılarına benzemez. Onların boyayıp cilalayıp milletin önüne koymaya çalıştıkları çatı, çakma bir çatıdır. O çatıyı çattığını sananların bile birer figüran olmaktan öteye geçemedikleri, hatta çatı dedikleri adayın bilgilerini bile Google’dan öğrendikleri bir senaryodan ibarettir. Çatı değil, bir projedir. Oysa bizim çatımızı millet çatmıştır.”
Siz Neredeyseniz, Biz Oradayız!
Genel Başkan ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bir danışma meclisi toplantımızda “Eğer İstanbul ayağa kalkarsa Türkiye şahlanır!” dediğini hatırlatan İl Başkanımız, “İstanbul teşkilatı olarak bu tarihi tespitinizi hiç bir zaman unutmadık. Her sabah yeni bir güne başlarken bu şuuru elbisemiz gibi kuşandık. Biz İstanbul için sizin, sizin için İstanbul’un ne anlama geldiğini her zaman yüreğimizin ta içinde hissettik. Hadimi olmakla her zaman iftihar ettiğiniz ve bahtını ağarttığınız İstanbul’un, sizin bir emanetiniz olduğunu ve bunun bize nasıl ağır bir sorumluluk yüklediğini bir an bile unutmadık. Hep ilkleri gerçekleştirmenin gayretinde olduk. İlk kez bir il kongresini stadyumda gerçekleştirdik. Bu ülkenin Başbakanına karşı alçakça komplolar ve kampanyalara yeltenip millete operasyon yapmak isteyenlere karşı havaalanlarında görkemli kalabalıklarla ilk işaret fişeğini yakıp “İşte millet işte Başbakan” diye haykırdık. Bir kere daha ilan ediyoruz ki; İstanbul Teşkilatı olarak, Bu zamana kadar olduğu gibi, bundan sonra da, siz neredeyseniz, biz oradayız!” ifadelerini kullandı.
Danışma Meclisimizde AK Parti İstanbul teşkilatına seslenen Genel Başkan ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul teşkilatına 30 Mart seçimleri dolayısıyla tekrar teşekkür ederek, "Zira 30 Mart yerel seçimleri, tüm Türkiye'de farklıydı ama İstanbul'da çok daha farklıydı ve İstanbul'daki organizasyonun, İstanbul'daki hazırlanan tuzakların neler olduğunu yakından takip ettik, yakından bunların farkındaydık ama bu tuzağı tüm İstanbul hamdolsun tersine çevirdi ve tuzağı kuranlar bu tuzağın altında kaldı." dedi.
Demokrasi, Sandıkta Başlar
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: "Şunu unutmayın; demokrasi, sandıkta başlar ve sandıkta tecelli eder. Her zaman ifade ediyorum; sandık, namustur. Bir siyasi parti, sandıklara sahip çıkamıyorsa, sandıkları gözetim altında tutamıyorsa, vatandaşın verdiği oyun sandıkta kaybolmasına, çalınmasına göz yumuyorsa, o siyasi parti daha en baştan kaybetmiştir. Bizi diğer tüm siyasi hareketlerden farklı kılan, sandığa gösterdiğimiz özen ve ehemmiyettir. Bugün sizlerden bunu özellikle tekrar rica ediyorum. Kesinlikle 3+3+3, 9 kişilik sandık yönetimlerini İstanbul’umuzun tamamında gerçekleştirmeye mecburuz. Seçim yapılmadan, biz seçimin neticesini görmeliyiz. Bunu başarmalıyız. İşte bu, buradan geçiyor."
Sandığı Kabul Etmiyorsanız Sisi'nin Demokrasisi Olur
Başbakanımız Erdoğan, demokrasi tartışmalarına değinerek, “Bazı okuryazar olduğunu iddia edenler televizyonlarda yorum yapıyorlar, 'Demokraside her şey sandık değildir'. Kusura bakma, demokraside evet her şey sandıktır. Buradan geçer bu iş. Eğer siz sandığı kabul etmiyorsanız sizin demokrasiniz Sisi'nin demokrasisi olur. Öyle bir arayış içerisindeyseniz onu bilemem. Ama biz öyle bir arayış içinde değiliz. Son seçimlerde milletin yüzde 90 ile oylamaya katıldı ve halk katılımı zirve yaptı. Mesele bu. Ne oldu, 4 saat içinde biz netice aldık. Ama bu beyler yeri geliyor 1 hafta, 2 hafta, 1 ay... Sandıklar sayılıyormuş, nasıl sayılıyorsa. Demokrasi Esed'in demokrasisi mi? Bunu mu isteyeceğiz, bunu mu arıyoruz? Hayır. Biz şu anda dünyada bunun en iyi mücadelesini veren ülkeyiz.” değerlendirmesini yaptı.
Zihniyet İnkılabı Yaptık
12 yılda çok büyük hizmetleri, eserleri Türkiye'ye kazandırırken aslında en büyük değişimi demokratikleşme alanında gerçekleştirdiklerini ifade eden Başbakanımız Erdoğan, demokrasi konusunda Türkiye'de çok ciddi bir zihniyet inkılabı yaptıklarını söylediği konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Şunu hem sizlere, hem ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimize özellikle hatırlatmak istiyorum; biz 12 yıl boyunca kendimiz için, kendi iktidarımızı güçlendirmek için değil, ülkemiz için, vatanımız için, bayrağımız ve aziz milletimiz için çalıştık. Yaptığımız her reformu kendi iktidarımızı perçinlemek için değil, sandığı, milli iradeyi, demokrasiyi perçinlemek için yaptık. Hukuku perçinlemek için yaptık. İşte burada hemen bir örnek veriyorum; 2010 referandumu. Şu anda 230'u aşkın insan Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurudan hareketle, malum hepsi dışarı çıktı. Değil mi? CHP, MHP, şu, bu falan hepsi, şu anda bakıyorsunuz havalara girmişler. 2010 referandumunda 'evet' oyları yüzde 58 ile sandıklardan çıkmasaydı bugün bunlar çıkabilecek miydi? 2010 referandumuna 'hayır' diyenler, şu anda 'evet' oylarının neticesini aldılar. Bunu iyi görmemiz lazım."
AK Parti, Tek Adam Partisi Değildir
Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına şu şekilde devam etti: "Kimin dava insanı, kimin de ikbal peşinde, koltuk peşinde, makam peşinde olduğunu çok daha net göreceğimiz bir döneme giriyoruz. Şuna ben kalpten inanıyorum, daha doğrusu inanmak istiyorum; bu teşkilat içinde, bu kadro içinde kendi şahsi hırslarını, davasının önüne geçirecek inşallah bir tek kişi bile bulunmuyordur. Altını çizerek ifade ediyorum; cumhurbaşkanlığı için adayımız her kim olursa olsun kaygılanacağımız en son şey, AK Parti'nin geleceğidir. Neden? AK Parti şahıslarla değil, tekrar ediyorum, ilkelerle, sınırları belli politikalarla, en önemlisi de dava şuuru ve hareket ahlakıyla var olan ve var olacak bir partidir. AK Parti, tek adam partisi değildir. AK Parti'nin kurulları var, kuralları var, mekanizmaları var. Bugüne kadar ne yaptıysak, genel başkandan sandık müşahidine kadar her kademedeki arkadaşımızın uyumuyla, koordinasyonuyla, kardeşlik anlayışı içinde birlikte hareket etmesiyle yaptık. Kim diyorsa ki 'Ben olmazsam, dava olmaz', o büyük bir kibrin, gururun içindedir. Kim diyorsa ki 'Şu olmazsa, dava olmaz', o da büyük bir yanlışın içindedir."
Davamız Bir İnsanlık Davası, Bir Türkiye Davasıdır
"Seni kılıcımızla düzeltiriz Ey Ömer" diyebilen bir istişare, bir danışma kültürünün içinden geldiklerini ifade eden Başbakanımız Erdoğan, konuşmasına şu şekilde devam etti: "Her işinizde istişare ediniz' hükmü gereğince böyle bir inancın içinden geliyoruz. Herkes, Ömer olmak, Ömer gibi olmak ister ama kılıcıyla Ömer'i düzeltecek yol arkadaşları olmadıktan sonra Ömer olunmaz, Ömerlik makamına erişilmez. Teşkilatımız içinde, Allah'a çok şükür, sağlam yol arkadaşları sayesinde Ömerlik makamına ulaşabilecek nice kahraman var. Bundan da kimsenin endişesi olmasın. Bizim davamız tabii ki bir insanlık davası, bir Türkiye davasıdır. Türkiye davasında her türlü isim tartışması, makam tartışması, her türlü ikbal tartışması gereksizdir, aynı zamanda yaralayıcıdır. Şunu herkesin bilmesini isterim; 12 yıl boyunca elde ettiğimiz başarıların ve zaferlerin altında şu ilke yatıyor: Biz, siyaseti tavırsız dengecilikle yapmadık, krizlerin üzerini örterek yapmadık, milli ve uluslararası meselelerde konjonktürün tarafını tutarak, tarafsız kalarak, susarak, gözlerimizi yumarak siyaset yapmadık. Plan yaparken, proje yaparken öncelikle vicdanımızın sesine itibar ettik, gönlümüzden geçene baktık, kararlarımızı hak terazisinde tartarak aldık.”
Cumhurbaşkanının Vasıflarını En Güzel Millet Belirler
CHP ve MHP'nin cumhurbaşkanı adayı belirleme yöntemlerine değinen Başbakanımız Erdoğan, "Şimdi kalkmış ikisi de Genel Müdür ile Bahçeli, Türkiye'nin cumhurbaşkanında aranan vasıfları anlatıyorlar. Sizden daha güzel vasfa sahip olanlar olabilir mi... Bu ne demektir? Bizde bu vasıflar yok, oturduk, konuştuk, bizim vasıflarımızın üzerinde vasfa sahip olan böyle bir kişiyi bulduk. Yaptıkları iş bu. Bu ülkede kimin cumhurbaşkanı seçilebileceğinin vasıflarını en güzel millet belirler, millet." diye konuştu.
Ramazan, Kardeşliğimizi Büyütecek
Ramazan ayının geldiğine değinen Başbakanımız Erdoğan, şunları kaydetti: “Ramazan inşallah hem milletimiz, hem İslam coğrafyası, hem insanlık için bir kez daha tefekkürün, teşekkürün vesilesi olacaktır diye inanıyorum. Şu an oluk oluk kan akan İslam coğrafyasının Ramazan-ı Şerif hürmetine kanı, gözyaşını, acıyı dindireceğini umut etmek istiyorum. Onun için dualarımızı yükseltelim diyorum. Ramazanın en çok da kardeşine silah doğrultanların vicdanında dirilişe vesile olmasını temenni ediyorum. Bunun için niyazımız var. Ülkemizde de Ramazan inşallah bir kez daha kardeşliğimizi büyütecek, birliğimizi, dayanışmamızı güçlendirecek. Bu Ramazan inşallah gıybetin, kötü sözün, hırsın gömüldüğü, ikbal tartışmalarının asla yapılmayacağı bir ramazan olacak diye inanıyorum."
Türkiye'ye Örnek Bir Teşkilat Olacağınıza İnanıyorum
Başbakanımız Erdoğan, İstanbul teşkilatının her zaman üzerine düşen görevi yaptığını ifade ettiği konuşmasını şu şekilde tamamladı: "Bu Ramazan, iftarlar inanıyorum ki başka olacak. Çünkü gündemimiz cumhurbaşkanlığı seçimi. İnanıyorum ki sahurlara kadar sohbet sofraları çok güçlü devam edecek. Millet, ilk defa cumhurbaşkanını seçecek. Bu bakımdan çok önemli. Milletimizin geleceğini şekillendirecek cumhurbaşkanlığı seçimleri için bir kez daha artık vekiller yoluyla cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz. Millet, asıl olarak kendisi cumhurbaşkanını seçecek. O bakımdan bu seçim çok önemli. Onun için; gayretiniz bir farklılık arz edecektir diye düşünüyorum. Türkiye'ye örnek bir teşkilat olacağınıza gönülden inanıyorum. Ramazan-ı Şerif şimdiden hayırlı mübarek olsun. Allah, yolumuzu, bahtımızı açık etsin."